Pazar, Nisan 22, 2012

Kesif Ettirgen


Sigara süründürür
1. Carpe Praeteritum
Kendiyle dertli insanların yaşadığı üç farklı zaman dilimi vardır: Bir, ızdıraplarla, yaralarla, acılarla, terk edilişlerle, düşüşlerle, yıkılışlarla, felaketlerle ama kallaviyeti sorgulanamaz raddede kıymetli hatıralarla dolu di’li geçmiş olsun zaman; bu kabullenilmiş, en azından öyle gibi yapılmış, içselleştirilmiş, hakkında gerekli zihinsel yatırlar imar edilmiş ve fakat asla unutulmamış, unutulamamış süreler toplamıdır. Bir ikincisi, genellikle olmayacak duaya değil amin türbe yaptırılan gelecek zaman; dün geçmişin tozlu ve yağlı sayfalarında yine de okunabilen kalben enfeksyonist sözlerle doludursun, her şeyin farklı, ama çok farklı, olacağına dair muhteşem bir inançla düşlenkarlığı eylenmiş fikren güzel ve genellikle eyleme reel vakıfiyet noktasında noksan  kalan umutlar toplamıdır. Gelecek zamana dair gönülsel mollalık seyahatleri, devamlı olarak insanın kendini aşması, uç hayallerini gerçeklemesi, rasyonel olarak açıklanabilir bir mutluluğun ötesinde fiziki ve kıymeterkil değerler taşıyan anlardan ibaret sessiz düşünmeleri barındırır. Bir üçüncüsü.. vardır ki işte o rahatsız insan erkinin zihninde kör sondajlar eyleyen odur: Aradalılık çıkmazı şimdiki zaman. Gündüzü ve uykusuzluğu hep geçmişbaz anılar ve gelecektrak beklentiler arasında tüketmek. Her kelamı ya olmuştan ya da henüz olmamıştan açmak; “..öyle işte, ya, neyse haydi ben kaçayım” desibel tutarsızlığı içinde yaşayarak kapatmak. Bunların hiçbiri bir diğerinden üstün de değildir. Ne geçmiş geride bırakılabilmiştir, ne şimdi doğru düzgün yaşam kılınır, ne de tüm bunlar arasında adam akıllı bir gerçek inşasına fırsat kalır. Esasında tüm bunların, her şeyi düzene sokmaktan gayri bir çıkışı daha vardır; sokmak düzene, her şeyi. Salt delilik hali. Hesap verecek hiçbir kendi-birinci tekili bırakmamak. Kendiyle yeterince derdi olan delirir; dertleri çoğunlukla üçüncül tekil sponsorluklardan ileri gelen ise; yani, gidip delirememek adıyla blog açar.


2. Nüktedan İmge


Eski çamlardan bardak olur, diye deyişi; icabında cami ile kışlanın el ele verişine şahitliği olmuş topraklarda, şahsi insan ilişkilerinin yavşaksal geçişkenliğine şaşırmak da, hadi, benim toyluğum olsun.
3. Kısa Tarih Notları


Öldürmeye üşendiğini eşek suyun içine DSİ sıçana kadar süründürmek 90’larda, hem resmi hem kontrmemuriyet olgular üzerinden yürütülen bir devlet politikasıydı. Ve 80’lerde, ve 70’lerde, ve 60’larda, ve 50’lerde, ve 40’larda ve mesela şu anda.


4. Açık Mektup


Başına getirdiğim hiçbir şeyi hak etmedin; başına gelen bütün mutlulukları hak ediyorsun. -(Vicdanen Kısaltılmıştır)-
-Deniz 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

top