Çarşamba, Mayıs 16, 2007

Şimdi Başlık Da Lazım Olur

Üstesinden gelebilmek kolay olmadı asla. Ne düşündüğüm ne de plandığım gibi. Oysa ben bütün o hepsinin bir çırpıda, adeta anlık bir yanılsama gidip geçip gideceğini hayaletmiştim. Bunda elbetteki üşengeçliğin ve kalben terörize edilmiş olmanın etkisini yadsıyamam. Zaten öyle kolay olmayacağı baştan belliydi. Ama benim de bir kaçışa ihtiyacım vardı, acilen.

O'nu bana kendimden başka kimse yakıştırmadı. Belki de bu yüzden asla bir özgüven sıkıntısı duymadım bu konuda. Tamamen şahsıma münasır, tamemen "mükemmel" üstelik kendi yazdığım bir hikayede başrolü oynayacaktım. Tabi ki de o karakterin ultra mutlu bir gidizgahı vardı. Boş bir hayal olduğunu düşünmeme engel olan onlarca rasyonel sebep yaşadım. Artık hayalci olamazdım. Hep orada beni bekleyen hazır bir şey olduğunu zannettim. Oysa bu da, tıpkı diğerleri gibi bir umutsuzluk arayışının zihindeki anlamsız ama hoş rüyalarındandı. Yine de hiçkimse o'nunla beni yanyana görünce oluşan sekanın bir Fransız romantizmasına çok uzak olduğunu söyleyemezdi. Ya da en azından o'nunla beni yanyana görme fiilini yegane s.kleyen kimse olan ben söyleyemezdim, söyleyemedim de, söylemedim. İşime gelmedi. Mutluluğa kanmak ve mutsuzluğa teslim olmak pek bir kolaydır nitekim. Yaşamımda eksikliğinden dem vurduğum her şey o'nun yanımdaki varlığının sıfat değiştirmesi ile tıpkı ilerde hayalini kurmak zorunda kalacağım son gibi bir çırpıda ve kolayca olacaktı. Ya, yaa..

Çok fazla kahve içtim. Çok da fazla televizyon izledim. Ama hepsinden çok müzik dinledim. Gereksiz derecede fazlaydı hepsi. Bir kişi, o kişi uğruna olunca çok aşırı gibi geldi bana. Yoksa hepsi günlük aktivitelerimdi benim. Rahatsızlığını görmediğim hatta bilakis bana komfor yaratan şeylerden. Fakat tıpkı bunlar gibi her sıradan fiilim o'nunla ilişkin olmaya başladı, bir süre sonra da tamamen öyle oldu. Artık dinlediğim her şarkının sözleri o'nun kafamdaki imajıyle şekillenen yarı akışkan gereksizlikler olduğunda bunun yalnızca kocaman bir saçmalık olduğunu idrak etmiştim ama bunu kendime kabul ettiremedim. Hatta daha bile kronikleşdi her şey. Hiç değilse bir sonraki adımım beni kabullenmeye biraz daha yaklaştıracaktı. Sırf o'nun için yaşantımı sürdürüyor olmam. Özellikle o buna kesinlike değmez ve bununla ilgili en ufak bir haberi olmazken.

Herhalde bu kadar sık o'nu ve hala "kanka" olan yüzünü görmek zorunda kalmasaydım hayal ettiğim üzere gibi olabilirdi atlatmak. Lakin asla araya unutmama yetecek bir ara girmedi. Devam etti her şey aynı iğrenç dalga boyunda. Bunlar için bir başkasını suçlayacak lüksüm de olmadı. Tıpkı o'ndan nefret etme lüksüne asla sahip olamamam gibi. Çünkü hepsinden gayri olanların yegane sorumlusu bendim. Kaybettiğim her şeyin. O'nu kaybetmemin. Üstelik tamamen kendi saçma iyi niyetlerim sayesinde. Gerçi hiç sahip de olmamıştım. "Neyse" dedim. Bir yanım inatla zayıflık gösterirken diğer yanım "yapma evladım bak bir skim değil o kız, değmez, bu saçmalamaktır lan!" dedi. Diğer yanımda korkunç hak veriyorum. Keşke bir de hislere mani olma "yeteneği" sahibi olduğum şeylerden olsaydı. Sonuçta üstesinden gelmek kolay olmadı dediğim gibi. Zaten üstesinden de gelemedim. O? Muhtemelen umrumda bile olmaz, bunları okusa bile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

top