Pazar, Temmuz 15, 2007

Sayın?

Hiç lafı dolandırmadan demek istediğime mi geleyim? Peki. -Sansürsüzolarak- Siktir git "Sn. Özlem Piltanoğlu Türköne". Budur.

Şimdi hiçkimse kalkıp benim edep ve saygı anlayışım hakkında söz etmesin. Kimse edemez de zaten. "Ama öyle denmez hebele hebele" gerçek saygıyı gösteremeyen ve hak da etmeyen insanların yine böyle yalandan bir saygı için kullandıkları bir araçtır. Yavşaklıktır! "Hepimiz birbirimizin arkasından ana avrat dağ bayır dere tepe düz gidelim ama karşılaşınca 'sayın', 'sevgili' gibi takılar kullanalım" Bu dayatma haline gelmiş örften, daha geniş anlamda insanlara zorla iyi davranmaktan nefret ediyorum! Peki ben s.ke s.ke böyle yapmak zorunda kalmıyor muyum? Pek tabi ki de evet. Zaten eleştirdiğim nokta da bu. İnsanların yapıştırma, şekil-şartı saygı takılarına ihtiyaç duyması. Mesela bu "Özlem Siyasette Yeni" de buna örnektir. Orada her şeye rağmen son derece düzgün, son derece seviyeli bir tartışma sürerken bu laf ediliyor ve ne? "Soyadım da mümkünse.." Ama Özlem'ciğim, Sn. Türköne, sen şimdi neden bende sana karşı şiddet arzusu yaratıyorsun ki? Ayrıca uslanmaz bir Okan Bayülgen hayranı olduğum yaklaşık 10 senedir doğrudur. Herkesin düştüğü bu içler acısı durumu böyle algılıyor olmamınsa sebebi kesinlikle bu değil. Çıkan seslere bir bakınız ki:

"Okan Bayülgen saygılı konuşmayı bilmiyor.."
"Okan Bayülgen bir milletvekili adayıyla nasıl konuşulacağını bilmiyor.."
"Okan Bayülgen karşısındakini çıtır bir konuk sandı herhalde.."

Varyasyonları çoktur. Ancak kimse de kalkıp "bu kadar zorlama nizam takıntısı insanlar mı faydalıdır?" diye sorma gereği duymadı. Yoksa "zaten batmışız b.ka ülkece ben daha bunların ideolojik yapılarına ne bakacağım" düşüncesinden midir? Hepsi mümkün. Yine de birkaç milyon insanın bu ilkokul beyinli salak kızceğiz ile aynı moda girmesi en edepli tabirle gülünç oldu. "Hocaaam bana 'sen' diye hitap ettiee". Bir siktir git Sayın. Türköne, hatta al parti başkanını beraber s.ktirin gidin..

Hepimiz Lerzan Mutlu'yuz!*

4 yorum:

top