Perşembe, Haziran 21, 2007

Vitrinkarlar, Hepinizden Nefret Ediyorum!

Oldukça toplu, oldukça grup olarak oturuyoruz. Öyle hoş, eğlenceli bir arkadaş ortamı değil. Dışarıdan gayet öyleymiş gibi görünüyor olması gerçeği değiştirmez. Biz kalabalık bir oturum mekanında sağca baksan 8, solca baksan en fazla 2 kişiyiz. Zaten o 2 kişinin 1.5'unu ben oluşturuyorum. Ara ara da soruyorum "ne halt ediyorum ben lan burda" diye. Çünkü bir laf yapma, bir yavşaklık yarışının içindeyim. Kızlar ve erkekler ve salaklar ve benden oluşan bu güruhun içinde ben hariç herkesin hedefi uzun yada kısa vadede o arkadaşla oturma işini arkadaşla yatma seviyesine getirebilmek. Bunu mallık olarak gören sırf ben varım ve yüzeyzel, poz vermeye dayalı muhabbetler sürüyor gidiyor. Gitsem, klişe ayıp oldu saçmalığıyla uğraşmam lazım. Kalsam, içimdeki "eeh bi sktrin kesin lan!" duygusuna ne kadar hakim olabileceğim şüpheli. O yüzden oturdum ben, sırf oturdum öyle..

..ki emin olunabilir böyle dışardan tatlı görünen ama içi sonu gelmez bir yavşaklık yarışına dönmüş "arkadaş" ortamlarında her türlü dialogdaki her türlü söz karşı tarafı, karşı cinsi etkilemesi için sarf edilir. Ben bunu bir türlü yapamadım. Hayır, çok ciddiyim. Yalan söyleyemiyorum ben. Bu yüzden böyle olan, iyi olan, herkes gibi diğer pek çoktan farklı, çok daha samimi, çok daha içten ama bir o kadar da daha az grup içi sevişme görülen bir arkadaş grubum var. Bundan da şikayetçi değilim kesinlikle. Üzerinde bilmemkaç faktörlü güneş yağları sürmüş insanlar dolu vıcık vıcık bir yaz olacağıma pek tabi ki de saf, makyajsız bir kış olmayı tercih ederim. İşte bu noktada dış etmenlerden mütevellit malesef kendi kendime "acaba fazla mı iyi, fazla mı dürüstsün?" diye sorduğum anlar geliyor. Geliyor ve gidiyor. Yalnızca tereddütler baki kalıyor. Gerçi bu kararsızlık halini çabuk çözümledim. Bildiğim yola gittim. VH1 oldum, MTV olmanın sağlayacağı "faydaları" reddederek. Çünkü fedakarlığı salaklığı gerektiriyordu ve ben bunu yapamazdım. Tabi bunun tersini yapanlar daha çok. Gerçekten de daha çok seviliyorlar da. Salaklar, salakları çok seviyor her türlü. Tam da demek istediğim buydu. Sorun yalnızca birilerinin sahtekarca kendilerini paketleyip sunması değil. Çünkü bunun talebi olmasaydı pek tabi arzı da olmazdı. Bu vesile ile dünya nufusündaki aptallık oranı ile ilgili bir hipotezim vardı. Onu günyüzüne çıkarayım.

1927'ye Dünya nüfusu yaklaşık 2 milyar idi. Bu sayının 80 yıl içerisinde üçe katlanmakla kalmayıp üzerine çıktığı, yani 6 milyardan fazla olduğu biliniyor. Çözümlemem şudur. Bu süre zarfında yaşayan insan sayısı iyileşen yaşam koşulları ve diğer teknolojiler neticesinde hızlanarak artmaktadır. Ancak, zeki, aklı mantığı yerinde insanlar "biz bakabileceğimiz kadar çocuk yapmalıyız" diyerek prezervatifi keşfetmişlerdir. Böylece zeki insanlar 1'er, 2'şer çoğarlırken, doğumu "allahın mucizesi" zanneden salaklar 10'ara hatta 11'ere varan sayılarda çocuk yapmışlardır. Yani kabaca dünya nufüsünun 9/12'si aptaldır. Bu da korkunç bir 4,5 milyar sayısına tekabül ediyor. Saygılarımla..


[zayıf cümle] Ulan vitrinkarlar, gösteriş ve şekil meraklısı, güzelce paketlemiş boklar! Kaynar kola içinde yanarak gebermeniz şu an ve uzun süre bir süre için hakkınızda en geçerli temennimdir! Selametle.. [/zayıf cümle]

6 yorum:

  1. Keşke o masaya vurup çıksaydın oradan, bunları sana söyleyen bir makyajsız kış.

    Çok içten yazı olmuş. Sanki seni tanıyor gibi oldum. :)

    YanıtlaSil
  2. @ttku: En iyisini, tek iyisini ediyoruz bence.

    @erdal: Teşekkürler :) Yalnız değilmişim bu sorundan çeken :D

    YanıtlaSil
  3. herkesin içinde biraz vitrinkarlığın yattığı çağdan merhaba!!!!
    ama james hetfield olmamak kötü mü iyi mi tartışılır o ayrı konu!!
    içtenlik rulez.

    YanıtlaSil
  4. "Hay ben o çağın.." diye girip kendimi soyutlamanın bir işe yaramadığını bilmiyor olmayı dilediğim bir andan merhaba. İyidir Jaymz.

    YanıtlaSil
  5. http://www.youtube.com/watch?v=55tkiXDgQA0

    alaka bulabilene :D

    YanıtlaSil

top